
Yakın geçmişte dilimize girdi bu yapı.
Çaresizseniz, çare sizsiniz.
Reklam malzemesi oldu.
Sonra karikatür malzemesi oldu. Tabi karikatürcülerin eline düşünce şekilden şekle girip maymuna döndü.
Ümitsizseniz, ümit sizsiniz.
Tipsizseniz, tip sizsiniz.
Beyinsizseniz, beyin sizsiniz.
Şerefsizseniz, şeref sizsiniz.
Basiretsizseniz, basiret sizsiniz.
Vesaire vesaire.
Benim kafama takılan ise bu serinin ilk örneği.
“Çaresizseniz, çare sizsiniz.”
Ne demek “Çaresizseniz, çare sizsiniz”?
Öncelikle çaresiz ne demek?
Bir olay karşısında elden gelen herşey yapılıp, ÇALINMASI GEREKEN TÜM KAPILAR çalındığı halde sonuç elde edilememe durumu değil mi?
Peki bu söze göre, biz böyle bir durumda kalırsak kurtuluş çaremiz ne imiş?
Ben.
I.
Ich.
Ene.
Ben salağım ya, o saate kadar akıl edemedim kurtuluş yolunu, yumurtanın çıkış sürecince uygulamış olduğu baskıdan olsa gerek aklım başıma gelecek, ya da maçam sıkışınca içimdeki süpermen ortaya çıkacak.
Böyle bir maça sıkışması durumunda içimizden çıkan şey süpermen mi olur yoksa başka bir şey mi bilemem…
Başım sıkışınca çare yine bensem neden o raddeye kadar çare olamamışım.
Demek ki çare ben değilmişim.
Aslında bazı durumlarda gerçekte çare yoktur. Başa gelen çekilecektir.
Önemli olan bu gibi felaketlerde başa gelene sabredip, pisikolojiyi bozmadan yada amiyane tabirle kafayı yemeden o badireyi atlatmaktır.
Kafayı yememenin yolu da daha güçlü birine sırtına dayamaktır.
Öyle birine ki;
Gücü her şeye yetsin,
mazlumun hakkını zalimde bırakmasın,
adaletinden şüphe olmasın,
sağ cebimizdeki parayı sol cebimizde aradığımızda yaşadığımız sıkıntıyı bile mükâfatsız bırakmasın,
her yaptığını bir hikmete binaen yaptığı bilinen biri olsun.
Ben başıma bir sıkıntı geldiğinde böyle birinin benim arkamda olduğunu bilirsem, sabrım da dayanma gücüm de kat kat artar.
İşte biz buna tevekkül diyoruz.
Çaresiz kalınca da Sabır ve Tevekkül’le Allah’a iltica ediyoruz. Sadece O’ndan yardım bekliyoruz.
Çaresiz kalmadığımız zamanda da Dua’larımız ve kulluğumuzla O’nunla irtibatı koparmıyoruz. Çünkü hayatta olduğumuz sürece O bizimle irtibatı koparmıyor. O’nun kudret eli her zaman üzerimizde.
Çaresiz kaldığımız durumda bizi sıkıntılardan HAYIRLISIYLA kurtarmasını bekliyoruz. Yoksa O müsaade etmedikten sonra bütün kainat biraraya gelse bizi içinde bulunduğumuz çaresizlikten kurtaramayacağını biliyoruz.
Yani bana göre;
“Çaresizseniz, çare sizsiniz” sözü yanlış.
Doğrusu;
“ÇARE SİZSENİZ, ÇARESİZSİNİZ” olmalı.
Toplumumuzda “DİNSİZSENİZ, DİN SİZSİNİZ” formatına uygun kişiler çoğalıp yükseldikçe ifadelerimizde de kılık kıyafetimizde de kısacası hayatımızın her aşamasında da uhrevi boyut kayboluyor maalesef.
Maalesef kulluğu unutuyoruz.
Size başka bir örnek vereyim.
Genç kızlarımızın boyunlarında bir süredir yaygın şekilde görülen bir kolye çeşidi var.
Yusufçuk böceğini sembolize eden bir böcek şekli genç kızlarımızın boyunlarını süslüyor.
Merak edip araştırdım, anlamı ne diye.
Yusufçuk böceği, hayvanlar arasında eşini aldatmayan (!) tek hayvanmış.
Yani böcekler dünyasında tek eşliliğin ne menem bir meziyet olduğunu tartışmayı bir yana bırakarak, bunun bir bayanın bu kolyeyi boynunda, bu anlamı ile taşımasının iki anlamı olabileceğini düşünüyorum.
1. Ben eşime çok sadığım beni alırsanız sizi başkalarıyla aldatmam.
– Hakikaten çok güven verici. Artık gençler böyle kızlarla gönül rahatlığıyla evlenebilirler. Baksanıza boynunda yusufçuk var. 🙂
2. Bunu bana sevgilim (veya eşim) verdi. O beni asla aldatmayacak.
Aslına bakılırsa bu görüşlere yine de bir şey demiyorum.
Ama aşağıdaki fotoğraflarda bu kolyelerin şekline bir bakın.
Ve söyleyebiliyorsanız bana kulluğunun şuurunda olan gençlerimizin hiç birinin bu kolyeyi yukarıdaki iki sebebin dışında bir sebeple takmadığını söyleyin.
Mesela, özenipte çevre korkusundan takamadığı “haç” işaretine benzemesi, hatta bazı modellerinin uzaktan bakılınca haçtan ayırılamaması sebebi gibi.
Yazıma bir son not ile son vermek istiyorum.
Tevekkül tarifimde tedbirden bahsetmemiş olmam yukarıda yaptığım çaresizlik tarifindendir. Çaresiz kalma durumu alınmış hiç bir tedbirin, yani yapışılan hiç bir sebebin sonuç vermemesi durumudur. Sebeplere yapışmadan tevekkül sanıyorum caiz de değildir.
Paylaş, eş dost da görsün:
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pocket'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Reddit üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Arkadaşınıza e-posta ile bağlantı göndermek için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)